Hüsamettin URFALIER

Hüsamettin URFALIER

Kayseri, Köşe Yazısı, Hüsamettin Urfalıer, Yazar

DÜNYA KÜLTÜR TARİHİNDEN İZLER

Kültür terimi İngilizce’de “Cultuvation” yani “yetiştirmek” anlamına gelen sözcük ilk önce tarım ve ziraat alanlarında kullanılmış, daha sonra zaman içinde başka alanlara da yayılarak “uygarlık” kelimesinin eş anlamlısı olarak kullanılmaya başlanmıştır. Günümüzde ise üç ana manada kullanıldığı bilinmektedir. Entelektüel ve ruhsal gelişmişlik düzeyini belirtmek için örneğin; edebiyattan iyi derecede anlamak gibi..Bilim alanında örneğin; “kültür mantarı” teriminde olduğu gibi..Son olarak da insan türünün ortaya çıkışından bu yana geçirdiği biyolojik ve kültürel uyarlanma süreçlerini inceleyen ve buna bağlı olarak ortaya çıkan insan çeşitliliğini irdeleyen bir disiplin olan ve biz antropoloji eğitimi alanların ifadesiyle “bir insanın, grubun ya da toplumun yaşam biçiminin tümünü, her türlü faaliyetlerini, inançlarını ve göreneklerini tanımlanması anlamını karşılamaktadır.

            Kültür tarihi ise belirli dönemlerin, ülkelerin ya da toplulukların düşünsel ve kültürel özelliklerini inceleyen bir bilim dalıdır. Sözcük olarak kökeni Almanca Kulturgeschichte kavramına dayanmaktadır. İngilizcede ise "Cultural History" olarak adlandırılmıştır. Bu yazımda de sizlere dünya kültür mirasından esintilere yer vermeye çalışacağım.

            İlk Çağ uygarlıkları Hint, Çin, Mısır, Mezopotamya, Anadolu ve Fenike gibi başlıca medeniyetlerden oluşmaktadır.

            Hint uygarlığında, insanları birbirinden keskin ve net bir çizgiyle ayıran, insanları kategorize eden ve yaşamlarını bu şekilde sürdürmek zorunda bırakan, kişileri özellikle de ırk ve din olarak ayrıma tabi tutan kast sistemi bulunmaktaydı. Resmi olarak 1975 yılında çıkarılan bir kanunla kaldırılan bu sistemin kırsal kesimde aynen devam ettiği bilinmektedir. M.S. 6. yüzyılda Hindistan'da ortaya çıkan ve aslında bir savaş stratejileri ve taktik geliştirme yöntemi olan satranç 15. yüzyıldan itibaren Avrupa'da soylular arasında çok popüler bir oyun haline gelmiş ve "kraliyet oyunu" olarak anılmaya başlanılmıştır.

            Çin uygarlığında, kâğıt, barut, pusula, tüfek gibi insanlık tarihini değiştiren önemli buluşlara sahne olmasının yanında, birçok farklı konuda da insanlık tarihine etki eden önemli gelişmelere imza atmıştır. Çin Uygarlığı, Hun Türklerinin saldırılarına karşı Çin Seddi'ni inşa etmişlerdir. 

            Mısır uygarlığı, dini inanışlar ve bölgedeki ekonomik uğraşlar sebebiyle bilim alanında gelişmiştir. Mısır'da geometri, matematik, astronomi, tıp ve eczacılık alanında oldukça gelişmişti. Mısır'da pi (?) sayısı bugünkü değerine çok yakın bir biçimde bulunmuş ve kullanılmıştır.

            Mezopotamya uygarlığı, Persler, Sümerler vb. uygarlıkları kapsamaktadır. Zerdüşt bir halk olarak bilinen Persler Mezopotamya'da kendi kültürünü oluşturulmuş olan uygarlıktır. Sümerler tarihteki ilk olarak çivi yazısını bulan bir topluluktur. Astronomi alanında gelişmiş olan bir topluluktur. Pers İmparatorluğu bugünkü Amerika Birleşik Devletlerinden daha geniş topraklara sahip oldu. İmparatorun 4000 kişilik muhafız gücü ile "ölümsüzler” denilen 10.000 muhafız askeri bu geniş topraklarda düzeni sağlayabiliyordu. Sümerler, "Bereketli Hilal" olarak adlandırılan Mezopotamya bölgesinde ortaya çıkan sayısız medeniyetin temelini atmıştır. Gerek yazı, dil, tıp, astronomi, matematik; gerekse de din, fal, büyü, mitoloji gibi alanlarda ilk öne çıkan ve bilinen toplum Sümerlerdir.

            Fenike uygarlığının tarihe en büyük armağanı alfabedir. Fenike alfabesi, günümüz tüm modern alfabelerinin temelini oluşturmaktadır. Alfabeleri, önce Anadolu ve Antik Yunan uygarlıklarında sonra Antik Roma'da yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır.

            Anadolu uygarlığı, Hitiler, Lidyalılar vb. medeniyetleri içine almaktadır. Hititler çivi yazısının yanında hiyeroglif (resim yazısı) yazısını kullandılar. Tarihte ilk imzalanan kadeş antlaşmasının tarafı olarak da bilinmektedirler. Günümüzden 5.000 yıl öncesinden itibaren Kaniş olarak anılan ve ilimiz Kayseri’de yer alan Kültepe, yalnız büyük bir ticaret merkezi veya Hitit devletinin ilk başşehri değil, aynı zamanda büyük bir kültür merkezidir. Lidyalılar parayı bulan bir uygarlık olarak bilinmektedir. İlk olarak Mezopotamya'da doğmuş ve daha sonra Anadolu'ya gelmişlerdir.

            Kültürüyle baş döndüren bir coğrafyada bulunan Türkiye’miz ve ilimiz Kayseri tarihin en eski zamanlarından günümüze kadar pek çok uygarlığa beşiklik etmiş ve her dönemde önemini korumuştur. Bunun gibi pek çok sosyal ve kültürel nedenle Kayserili olmakla ömrüm boyunca onur ve gurur duydum. Yazıları 1943 yılından itibaren Kayseri yerel gazete ve dergilerinden Erciyes, İstiklal, Hakimiyet, Akın ve Anadolu Haber’de yer alan, Erciyes ve Yeni Erciyes dergilerini çıkaran ilham kaynağım merhum hocam Kazım Yedekçioğlu’nun kitabına da isim verdiği üzere söylemem gerekir ki “Övünmek gibi olmasın ama KAYSERİLİYİM..” :)

PAYLAŞ

DİĞER YAZILARI

×