Hüsamettin URFALIER

Hüsamettin URFALIER

Kayseri, Köşe Yazısı, Hüsamettin Urfalıer, Yazar

ÜLKEMİZİN KÜLTÜR MOZAİĞİ KAYSERİ-7

Bugün de Kayseri ve Halıcılığımız hakkında siz saygı değer okuyucularımıza "karınca kararınca” bilgi vermek istiyorum.

Türk zekâsının ve Türk inceliğinin, yüceliğini gösteren birçok güzel sanat eserlerinden biride halıdır. El dokuması halılar güzel sanatların ilk sırasında yer alır.

 Halı, büyük bir kabiliyetin derin bir zevkin yarattığı değerli ve gösterişli bir varlıktır.

            Halı vardır ki, bir baharın bütün renklerini üzerinde görmek mümkündür. Halı vardır ki, bir demet çiçek kadar sevimlidir. Türk halısı, sönmez bir aşk, solmaz bir bahardır. Onda bahar canlanır, göz alıcı ve iç açıcı renkler dile gelir, zevk coşar, sanat şahlanır.

İnsanoğlu halıyı birçok yüzyıllar geçtikten sonra dokumaya başlamıştır. Halı da her sanat gibi birçok olgunlaşma devirleri geçirmiştir. Halı Orta Asya’da eski Türk illerinde doğmuştur

İlim adamları, halının doğuş yeri olarak; Himalayaların ve Hindistan’ın kuzeyindeki göçebe yurtlarını göstermektedirler. Halı sanatı buralardan batıya doğru yayılmıştır. Yine, bilim adamları, en eski halının, İsadan önce 1500 yılına ait olduğu ve en eski halı örneklerinin Türkistan da Arkeolog Aurel Stein tarafından yapılan kazılarda ortaya çıkarılan halı parçalarını kanıt olduğunu söylerler.

Halıcılık, Selçuk Türkleriyle hem İran’a hem de Anadolu’ya girmiştir. Türkler; Avrupa’ya Macar illerine Kafkaslara, İran’a Irak’a Eflak’a Buğdan’a yayıldıkları ve yerleştikleri zaman, halıyı ve halıcılığı birlikte götürmüşler, karşılaştıkları herkese öğretmişlerdir. Türkler, nerelerde yurt tutmuşlarsa, oralarda halı dokunur olmuştur.

Bu gün Türkiye'de, Kayseri, Bünyan Uşak, Gördes, Bergama, Demirci, Kula, Ladik, Karaman, Kırşehir, Avanos, Niğde, Maden, İznik, Isparta, Bor, Sivas, Hereke, Simav ve Ülkemizin her bölgesinde dünyanın en nadide halıları dokunmaktadır.

Fakat ne var ki bu güzel sanat, çeşitli nedenlerle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bulunmaktadır. Bu gün Türkiye deki el dokuması halıcılığın ekonomimize ne denli katkısı bulunduğunu Kayseri halıcılığını örnek olarak verebiliriz.

Ülkemizde dokunan halılar; genellikle, Has İpek, Yün ve Suni İpekten dokunmakta ve % 90 ı da ihraç edilmektedir. Çoğunlukla Hereke ve Kayseri’ de dokunan ipek halıların bir santimetre karesinde en az 100 ilmek 10*10, Kayseri Hasipek halıların bir santimetre karesinde, 64 ilmek (düğüm) (8x8) bulunmakta üretimin tamamı ihraç edilmektedir.

Ülkemizde; Bursa, Antalya, Sakarya, Diyarbakır ve diğer illerimizin bir kısmında üretilen ipek kozasından elde edilen Has ipek, İpek halıcılığının gelişmesinde en büyük etken olmuştur.

Tabii maddi kültür unsurlarımızın en basında gelen halıcılığımızdan söz etmişken, Kayseri kültürümüze çok sayıda katkısı olan hemşerileriniz Devlet Tiyatrosu eski sanatçılarından Rahmetli Ahmet Evintan, beyefendiyi rahmetle anıyor ve bizlere örnek olan, Kayseri’ye ve Kayseriliye özlemini dile getiren; "Gurbetten Sesleniş” Şiirini sizlere sunuyorum.

 

Gurbetten Sesleniş

İkinci anamsın doğduğum belde,

Eksilmez, yıpranmaz sevgin gönülde

Rahat rahat görünsem de şu gurbet-elde,

Özlemin bağrımı yakar da geçer!

****

Akbaşlı Erciyes, yüceden yüce,

Gururum şahlanır onu görünce

Sular köpük köpük seller delice,

Karamsar ruhumu yakar da geçer!

****

Kırkpınar'a varır, eylersin seyran,

Renkler cümbüşüne olursun hayran,

Tekir yaylasın ‘da bir taşcık ayran,

İçenler, bir günlük doyar ‘da geçer!

****

Everek'te çiçek kokan balım var

Hisarcık'ta kiraz kiraz yüklü dalım var

Gesi bağlarında bir top gülüm var

Güzeller göysünde takar ‘da geçer!

****

Alidağı derler, dağların hası,

Çekmiş koltuğuna koca Talas'ı>.

Böyle başlar Kıvrak Bızdık havası

Coşanlar bir göbek atar da geçer!

****

Türkülerim; hasret, ayrılık dolu.

Ağam mesken tutmuş bak İstanbul'u

Bağlamada Emmi, Etheminoğlu.

Ahmetçik, Kavuncu çalar da geçer!

 

Bünyan'da uçar; su, sanki damla-toz

Pınarbaşı suyu, Ağustos'da buz,

Yahyalı elması, al yanaklı kız,

Zevk ehli yemeden koklar da geçer!

****

İncesu'da anayollar birleşir,

Akkışla'da koyun-kuzu meleşir,

Tomarza'da ekin menevişleşir,

Sarız'dan çileli Avşar'da geçer!

****

Yeşilhisar yeşillerin kaynağı,

Felahiye, eski çağlar oymağı,

Sarıoğlan, çiftliklerin konağı,

Koçlar birbirine toslar da geçer !

****

Bağlarımız; yalın-ayak gezdiğim,

Ağacına çıkıp türküler dizdiğim,

Şirâne üzümünü ezdiğim

Pekmezler, burnumda tüter de geçer!

****

Sığırcık,Elmacık,Saka,Delirce.

Seher de Bülbüller ,yanık ve ince

Ördekler,Turnalar,ille de Serçe,

Hayal göklerimde öter de geçer!

****

Sekinin dibinde dolmaz kuyumuz,

Aşırmadan taşan buzlu suyumuz .

Şilte yastık, şepit minder çulumuz.

Anılar dünyamdan bakar da geçer!

****

Gel Hemşerim,bir de Şehre inelim,

Camiler,kümbetler,çarşı görelim .

Fırınağzı, göveç ,kebap yiyelim,

Kursak kavurgayı arar da geçer!

****

Hatırıma geldi, deyince kursak,

Taze bazlamayla, bir diş sarımsak,

İreyhanlı mantı,üstünde sumak

Gül kaysı, parmak dut, artar da geçer!

****

Sucuk boğum boğum; pastırma denk denk ,

Kilim elvan elvan; halılar renk renk,

Bir santimetrede bilmem kaç ilmek,

İpekte göz nuru parlar da geçer!

****

Kayserili merttir,koçyiğit insan,

Zekası,iş gücü dillere destan,

BOYACI öyküsü; İFTİRA BUHTAN,

İt ürür,kervanlar koşar da geçer!

****

Tüccar, sanayici olduğu kadar,

Sanat sevgisi var, bilim aşkı var,

Üniversitem der, bağrına basar,

Adını koyar da geçer!

****

Konuk severlikte eşi yok belki,

Hayırseverlikte yarışır sanki,

Verirken de öyle gizli verir ki;

Sevabı çok diye, saklar da geçer!

****

EVİNTAN; kes artık, uzattın sözü,

Makbuldür her şeyin azı ve özü,

Sıkılanın elbet asılır yüzü,

ßoşverir gözünü kırpar da geçer!

Ahmet EVİNTAN

PAYLAŞ

DİĞER YAZILARI

×