Prof. Dr. Tuncay ÇELİK

Prof. Dr. Tuncay ÇELİK

Kuru Soğan

Türkiye’de uzun yıllardır ekonomik krizlerin etkisi “kuru soğan” üzerinden verilen örnekle dile getirilir. “Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana” adlı şarkı da, fakirlerin sırtından güç sahiplerinin nasıl zengin olduklarını dile getiren son derece anlamlı ve güzel bir türküdür. Bununla birlikte şu günlerde özellikle gıda fiyatlarında öyle artışlar yaşanıyor ki, yiğit kuru soğana muhtaç olsa bile “Ne olmuş bu kuru soğan fiyatlarına böyle?” diyeceği günlerden geçiyoruz. Tarımsal üretim iklim koşullarına bağlı olduğu için bazı yıllarda üretim azlığı nedeniyle ürün fiyatları yüksek olur. Örneğin üretimin az olması nedeniyle bu yıl ürün fiyatını yüksek gören çiftçiler, seneye bu ürünü üretirler ve bu sefer de ürün çok olduğu için fiyat düşük olur. Tarımda görülen bu yıllık fiyat dalgalanmasına da “Örümcek Ağı” teorisi adı verilir. Soğan ve diğer gıda ürünlerinde yaşanan yüksek fiyat artışları ise bu teoriden ziyade, yüksek mazot, gübre, elektrik, sulama, nakliye ve işçilik maliyetlerinden kaynaklanmaktadır.

Dünya gıda fiyatları son bir yılda ortalama %20 düzeyinde gerilerken bizde ise neredeyse %150 oranında arttı. Şimdiye kadar uygulanan yanlış ekonomi, tarım ve hayvancılık politikaları maalesef Türkiye’yi gıda enflasyonunda Venezuella’nın ardından ikinciliğe taşıdı. Son iki yıldır hükümet yetkilileri yaz aylarında tarımsal üretim artışıyla fiyatların düşeceğini söyleseler de, örneğin salkım domates iki yıldır kilogramı 20 TL’nin altına düşmediği gibi, karpuz ve kavunun üçer beşer alındığı günlerden çeyrek ya da yarım alındığı günlere gelmiş bulunuyoruz. Ortaya çıkan manzara orta gelir grubunun reel satın alma gücünün enflasyon nedeni ile giderek azaldığını, birçok emekli ve asgari ücretlilerin ise açlık sınırında yaşadıklarını ortaya koymaktadır.

Anadolu coğrafyasında kuru soğanın yemek kültüründe önemli bir yeri vardır. Yapılan yemeklerin önemli bir kısmında yemek harcı içinde soğan mutlaka yer alır. Artan gıda fiyatları nedeniyle ekmek hariç iki kişilik menemen maliyetinin bile 60-70 TL’ye yükseldiğini dikkate aldığımızda, dışarıda yemek yemenin artık lüks haline geldiğini de söylemek sanırım yanlış olmayacaktır. Pazarda soğanın fiyatına bakıp çuval değil yarım kilo aldığımız şu günlerde asıl gerçek ise hızlı bir şekilde fakirleştiğimizdir. Belki şimdi birileri bu mübarek ramazan ayında lokantalar dolu diyebilirler. Örneğin Çarşamba günü bölüm olarak biz de dışarıda iftar yapacağız fakat bu benim bu ramazanda dışarıda açtığım ilk iftarım olacak. İktisat teorisi, gelirin iyi olduğu dönemlerde kazanılan tüketim alışkanlıklarının hemen terk edilemeyeceğini ileri sürer. Bu nedenle geçmiş yıllara göre daha az sayıda olmak üzere bazılarımız dışarıda iftar yapabilse de, lüks menülerin bulunduğu iftar sofralarında kimlerin yemek yediğini anlamak için sanıyorum Aşık Mahsuni Şerif’in “Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana” adlı türküsünü anlayarak dinlemek gerekir.

PAYLAŞ

DİĞER YAZILARI

×