Prof. Dr. Tuncay ÇELİK

Prof. Dr. Tuncay ÇELİK

Rekabet Şartlarının Eşit Olmadığı Bir Seçim Daha

Merkezi Ankara’da bulunan Rekabet Kurumu, 1997 yılında piyasalarda rekabetçi ortamı tesis etmek ve bu manada rekabeti engelleyen yapı ve oluşumların önüne geçmek için kurulmuştur. Rekabet Kurumunun “Hakkımızda” başlıklı web sayfasında “piyasaların kendi başına bırakılması halinde piyasadaki teşebbüslerin yıkıcı bir yarış içine girmeleri, yarışma yerine toplumsal refahı ve iktisadi gelişmeyi olumsuz etkileyecek işbirliklerine gitmeyi ya da iktisadi güçlerini kullanarak sömürücü ya da dışlayıcı eylemlerde bulunmayı tercih ettikleri bir ortama dönüşme riskiyle karşı karşıya kalınması devlet müdahalesini kaçınılmaz kılmaktadır. Bu tür eylemler, aynı zamanda girişim özgürlüğünü de kısıtlayacak, böylece temel demokratik hak ve özgürlükler sekteye uğramış olacaktır. “ ifadesi yer alır.

14 Mayıs’ta yapılacak seçim öncesi partilerin reklam ve mitingleri doğal olarak artmaya başladı. Kayseri şehir meydanı ve daha başka birçok yeri şöyle bir gözümüzün önüne getirelim. Partilerin reklam afişlerini, meydanda kurulan çadırları ve daha birçok faktörü göz önüne aldığımızda bu seçimde de iktidar partisinin Rekabet Kurumunun kendi sayfasında belirttiği ve yukarıda verdiğim cümlelerde anlatılana göre hareket ettiği görülmüyor mu?  Devlet ile hükümet aynı şey olmamakla birlikte, iktidar partisinin yıllardır yaptığı atamalarla maalesef devlet kurumları hükümetin kurumları haline dönüştü. Sayın Bakanların milletvekili adaylıkları için istifa etmemiş olmaları ve seçim için devlet imkanlarının tümünden yararlanmaları, seçim sürecinde muhalefet-iktidar arasında haksız rekabet yaratmıyor mu? Rekabet Kurumu piyasalarda ortaya çıkan bu gibi durumlarda hemen soruşturma başlatıyor ve buna sebep olan firma ya da firmalara yüksek cezalar vererek yaptırım uyguluyor. Ayrıca Rekabet Kurumu yukarıda verilen ifadesinde görüldüğü gibi bu tür eylemlerin aynı zamanda girişim özgürlüğünü de kısıtlayarak temel demokratik hak ve özgürlükleri sekteye uğratacağını da belirtiyor. Burada sorulması gereken en önemli soru ise şudur. Rekabet Kurumu piyasalarda ortaya çıkabilecek firmalar arası haksız rekabete son verecek önlemler alırken, seçim sürecinde muhalefet ve iktidar arasında görülen bu haksız rekabete kim dur diyecek? Sanıyorum 15 Mayıs sabahı hepimiz bu sorunun cevabını birlikte göreceğiz.

PAYLAŞ

DİĞER YAZILARI

×